Koruma amaçlı imar planı, sit alanlarında, etkileşim geçiş sahasını da göz önünde bulundurarak, kültür ve tabiat varlıklarının sürdürülebilirlik ilkesi doğrultusunda korunmasını hedeflemektedir. Bu amaçla ilk olarak arkeolojik, tarihi, doğal, mimari, demografik, kültürel, sosyo-ekonomik, mülkiyet ve yapılaşma verileri, saha araştırmasıyla beraber dikkate alınmaktadır. Böylelikle, halihazır haritalar üzerine, koruma amaçlı imar planı yanında, korunacak alanda yaşayan hane halkları ve faaliyet gösteren iş yerlerinin sosyal ve ekonomik yapılarını iyileştirecek, koruma esasları ve kullanma şartları ile yapılaşma sınırlamalarını içeren planlama kararları, plan notları ve açıklama raporu hazırlanmaktadır.
Ören’in modern zamanlarda yerleşime açılması 1950’li yıllarda gerçekleşmiştir. Burhaniye Kaymakamı Hüseyin Öğütçen ve Belediye Başkanı Avni Meço’nun girişim ve gayretleriyle 1957-1958 yıllarında Ören’de sayfiye ve turistik amaçlı bir yerleşim inşa etmek için Mimar-Şehir Plancısı Abdullah Ardalı ve Mimar Nihat Güner tarafından bir genel yerleşim planı hazırlanmıştır. Bu planla, Ören’de sayfiye amaçlı tek katlı bahçeli kooperatif evleri, kıyıda genel amaçlı bir sosyal yapı ile tepenin kuzeyinde sel afetzedeleri için seylap evleri olarak anılan afet konutlarının yerleşme planlaması yapılmıştır. Söz konusu plan ile önerilen yerleşme alansal büyüklük ve konut sayısı açısından küçük boyutlu bir uygulama olmasına karşın etkisini 1970’li yıllara dek sürdüren “Bahçeşehir” anlayışının Türkiye’deki iyi ve nitelikli örneklerinden birisi olmuştur. Günümüz Ören, Antik Adramytteion Kenti’nin yerleşime açıldığı dönemde kültürel mirası koruma kavramının henüz Türkiye’de yeterince benimsenmemesi sebebiyle antik şehir modern yerleşimin altında kalmıştır.
Ören/Adramytteion Antik Kenti’nin sit alanı ilan edilmesi için ilk adımlar 1975 yılında atılmıştır. Daha öncesinde, 1967 yılında o dönemki Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu Ören’in bir arkeolojik alan olduğu ve burada inşaata izin verilmemesine yönünde tavsyesine karşın yapılaşma devam etmiştir. Alanın günümüzdeki sit sınırları ise 1987, 1989 ve 1990 yıllarında, Bursa Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu tarafından oluşturulmuştur. Türkiye’de belediyeler, valilikler ve ilgili kurumlar, sit alanı ilan edilen alanlarda en geç üç yıl içinde koruma amaçlı imar planı hazırlatıp veya hazırlattırıp koruma bölge kuruluna sevk etmekle yükümlüdür. Ancak 1990 yılından bu yana geçen zamanda Ören/Adramytteion arkeolojik sit alanı için herhangi bir koruma amaçlı imar planı girişiminde bulunulmamıştır. Ta ki 2012 yılına kadar…
1975 yılında Ören’de sit alanının ilan edilmesinin ardından 1985 yılında Ören’i kapsayan ve hala yürürlükte olan imar planı onaylanmıştır. Bunun yanı sıra 1985 yılında yapılan imar planı 1957 yılında oluşturulan yerleşme şemasının üzerine yapılmış olup, yol ağı ile yeşil alan sistemini koruyarak sit alanı genelinde yeni bir karar getirmemiştir. Bu plana bağlı olarak 1994 yılında Mimar Zafer Akay ve Endüstriyel Tasarımcı Gamze Akay tarafından Ören için “Ören’de Kentsel Tasarım/Çevre Düzenleme Projesi” adıyla bir kentsel tasarı projesi hazırlanmıştır. Söz konusu projede açık alanların düzenlenmesi, araç ve yaya yolları ayrımı ve yayalaştırma önerilmiştir fakat uygulanmamıştır.
Ören Çevre Düzenleme Kentsel Tasarım Projesi
Ülkemizde, antik ve yaşayan doku bütünleşikliğinde birçok yerleşim bulunmaktadır. Çok katmanlı yerleşimler olarak da tanımlanan bu durum Türkiye’de kırsaldan metropollere kadar neredeyse bütün yerleşmeler için genelleştirilebilir bir özelliktir. Ülkemizde farklı büyüklüklerdeki altında, yanında ya da yöresinde, önceki eski yerleşme ya da yerleşmelerin yer alması oldukça sık rastlanan bir durumdur ve Türkiye’deki arkeolojik kültürel mirasın ayırt edici özelliklerinden birisidir. Bu birliktelik Türkiye’deki arkolojik mirasın ayırt edici özelliklerinden birisidir. Modern yerleşim ve kültür mirası niteliklerini birlikte göstermesi Ören’in kimliğini ve değerini güçlendiren özelliklerdendir. Burada 1950 sonları ve 1960’larda inşa edilen az katlı ve bahçeli sayfiye konutları ile tescilli meşe ağaçlarının oluşturduğu doğal peyzaj beraberinde, toprak altında çok katmanlı şekilde korunagelerek varlığını sürdüren antik doku, günümüzde de birlikte var olmaya devam etmektedir.
Ören’de ilan edilmiş olan sit alanları, bu alanda yapılaşmanın önüne geçmeyi başarmıştır. Ancak 2012 yılından itibaren arkeolojik çalışmalarla eşzamanlı olarak yürütülen koruma amaçlı imar planı çalışmaları onay aşaması sürecini henüz tamamlamamıştır. Ören’in bahsedilen özel durumunu, öncelikle içinde yaşayanların benimsediği ve farkındalık kazandığı bir vizyonla geleceğe taşımayı amaçlamaktadır.