Arkeoloji parkı, arkeolojik park ya da kısa adıyla arkeopark, başka bir açıklamaya gerek duymaksızın kendini yeterince anlatan bir terim olarak gittikçe daha sık duyuluyor. Arkeopark, “ismiyle müsemma” ya da adı üzerinde arkeoloji temalı ve rekreatif amaçlı bir açık alan yani park düzenlemesi. Diğer bir deyişle temalı bir park. “Arkeopark”ın çift yönlü yapısı, yani hem rekreasyon yani bir park olması, hem de arkeolojiyle ilişkisi her iyi yönden de ele alınmasını gerekli kılmaktadır.
Arkeoloji parkları Türkiye’de olduğu gibi dünyada da oldukça yeni bir kavram ve uygulamadır. Dünyada gerek terminoloji, gerekse uygulama olarak Arkeopark’ın ilk kez 1990’ların ilk yarısında gündeme geldiği söylenebilir. Bir uzmanın ifadesiyle; “1990’ların başlarında bazen kendimi arkeolojik alanları ziyaret edenlerle konuşurken “arkeolojik park” deyimini kullanırken buluyordum. Kimse bana karşı çıkmadığı ay da anlamını sormadığından kullanmaya devam ettim. 1993’den itibaren de ziyaretçi incelemelerimde kullanmaya başladım. Günümüzde sık sık “arkeolojik parklar”a gönderme yapıldığını duyuyorum ve sadece “ben olsam bunu arkeolojik park olarak adlandırmazdım” diyebileceğim nadir durumları dikkate alıyorum. Bunun kapsayıcı yararlı bir terim fakat temelde subjektif bir kavram olduğuna ilişkin şüphelerim var.” Arkeoloji parklarına ilişkin genel kabul görmüş bir tanımlama olmamasına karşın, isim kendini başkaca bir tanıma ihtiyaç duymaksızın yeterince açık bir anlatabilme gücüne sahiptir. “Tarihsel değerler ve kent kullanıcılarının rekreasyonel faaliyetlerini karşılama unsurlarını taşıyan tarihi çevrelerdeki arkeolojik parklar, kültürel ve arkeolojik miras yönetimi ile kentsel rekrasyonel faaliyetlerin birlikte sunulduğu kent içinde yeni bir yorumlama merkezi” şeklindeki tanımda çeşitli kavramların bir arada yer aldığı görülmektedir. Doğrusu bu tanımın, konunun anlaşılmasını kolaylaştırmaktan çok, çok boyutlu özelliğini belirtmeye yönelik olduğu söylenebilir. Arkeolojik parklarla ilgili daha kapsamlı ve doyurucu bir tanımlama çalışmasına göre; prehistorik dönemden bu yana farklı kültürlerin yerleşim dokularını bünyelerinde barındıran halka açık korunan arkeolojik alanlar olarak tariflenebilmektedir. Arkeolojik parklar, arkeolojik alan olmanın yanı sıra “park” kavramının getirdiği rekreatif eylemleri de içerdiği için klasik tasarımdan farklı biçimde tasarlanan ve kurgulanan alanlar olarak ele alınmalıdır. Terimin anlam ve içeriği ile ilgili kabul görmüş genel bir tanımı bulunmamasına karşın farklı uygarlık ve/veya dönemlere ait kültür varlıklarının bulunduğu alanların bu alanların koruma, bakım ve sürdürülebilirliğinin de sağlandığı rekreasyonel alanlar olarak tasarlanmasıdır.
“Ören Arkeopark”, Ören/Adramytteion Arkeolojik Sit Alanı Koruma Amaçlı İmar Planı’nda yer alan ve önerilen özellikli tasarım ve uygulama alanlarından birini oluşturmaktadır. Arkeoparkın temel amacı, Adramytteion antik kenti ve arkeolojik kazıları yöreye kazandırdığı tarihsel ve arkeolojik kimliğe uygun ve uyumlu olarak Ören’e arkeoloji temelli ve temalı bir kamusal yeşil alan kazandırmaktır. Arkeopark dünyada da yeni gelişen bir kavram ve uygulamadır. Bu çalışma hazırlandığı sırada Türkiye’de de halihazırda hepsi niyet, tasarım ve uygulama aşamasında olan az sayıda örnek bulunmaktadır. Bu çerçevede Ören Arkeopark da Türkiye’de ki öncü uygulamalardan biridir.
Ören, 1960’lı yıllardan 1990’lara kadar önemli bir turizm merkezi ve destinasyonu iken giderek bu özelliğini kaybetmeye, Türkiye’nin gelişen ve öne çıkan diğer turizm merkezleriyle rekabet edemeyerek adeta unutulmaya başlamıştır. Bir yönüyle değeri yıpranırken, tanınırlığı da yitmeye yüz tutmuştur. Ören Arkeoloji Parkı, Adramytteion arkeolojik kazılarıyla birlikte sadece bilimsel bir araştırma ve faaliyet olmanın ötesinde Ören için daha kapsamlı bir misyonu da temsil etmektedir.
Mevcut arkeolojik kazılar ve araştırmalara göre Ören, günümüzden kabaca 5000 ila 7000 yıl öncesinden günümüze uzanan oldukça süreklilik gösteren zengin bir yerleşme tarihine sahiptir. Ören’in sahip olduğu arkeolojik eserler kadar, günümüzün nitelikli mimari eserlerini ve meşe, çam, servi, zakkum gibi buraya değer ve karakter kazandıran, Ören tepenin özgün silüetini oluşturan doğal ögeleri de kapsayan kültür ve doğal miras değerlerine sahiptir. Bu değerlerin korunması ve geliştirilmesi, Koruma Amaçlı İmar Planı ve Arkeopark’ın temel planlama ve tasarım anlayışını oluşturmaktadır. Bu çerçevede Ören’in sahip olduğu doğal değerler ve uzun bir geçmişin izlerinden oluşan kültür mirası bir bütündür ve gerek koruma amaçlı imar planında, gerekse Ören Arkeoloji Parkı tasarım ve planlamasında bu şekilde kabul edilmiştir. Halihazırda miras değerlerine ilişkin potansiyeli yüksek bir belde olan Ören’in arkeoloji temalı bir parkının olmasıyla tarihi ve doğal mirasının yanında kültür turizmi potansiyelinin de artacağı açıktır. Kısaca “Arkeopark”ın hedeflerinden birisi de Ören için vitrin oluşturmaktır.
Ören Arkeopark’ta arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan bulgu ve buluntuların yanı sıra yörenin tarihine ilişkin bilgilendirici çeşitli sergi malzemelerinin izleyiciyle etkileşimli şekilde sunulması öngörülmüştür. Halihazırda Ören’de kıyı aksı boyunca uzanan yaya alanı hemen hemen tümüyle gezinti ve yeme-içme ihtiyaçlarına hitap etmektedir. Bu yanlış olmasa da arkeolojik açıdan böylesine kıymetli alan ve değerli konum için önemli eksiklikler içeren bir kullanımdır. Arkeopark tasarımında durağan, sabit bir sergileme yerine değişken içerikli, çeşitli faaliyet ve gösterilere olanak sağlayacak esnek düzenleme ve mekanlar oluşturulması yönünde bir tasarım anlayışı benimsenmiştir. Bu, tasarımın başlıca amacıdır.
Arkeoloji temalı bir kamusal alan tasarımı olarak Ören Arkeoloji Parkı projesinde alanın yaya öncelikli ve ağırlıklı olmasına özen gösterilmiş, peyzaj ve yeşil dokuya zarar vermeden kullanımı daha nitelikli hale getirecek uygulamalar yapılmıştır. Çeşitli eğlence, dinlence ve arkeolojiyle ilişkili eğitici uygulama alanları önerilmiş, hem yerel halkın hem de dışarıdan gelecek ziyaretçilerin deniz turizmi dışında beldeye katkı yapabileceği kültür turizmine ağırlık verilmiştir. Tüm bunlar planlanır ve tasarlanırken kültürel mirasın ve silüetin korunmasına her zaman öncelik verilerek, titizlikle dikkat edilmiştir.
Arkeopark’ın aynı zamanda yörede yaşayanlarla katılımcı ve etkileşimli bir şekilde tasarlanması hedeflenmiştir. Ancak tasarım ve planlama uzman bir ekiple yapılmıştır. Ören Arkeopark planlama ve tasarımında farklı uzmanlık alanlarından oldukça kalabalık ekip görev almıştır. Ören Arkeopark tasarımı Ören Adramytteion Arkeolojik Kazı ve Onarım Çalışmaları ve Koruma Amaçlı İmar Planı’nda da görev alan ve bu çalışmalara katılan, uzman ve öğrencilerden oluşan çok disiplinli bir ekip tarafından gerçekleştirilmiştir.