Araştırma ekibi tarafından A Bölgesi olarak isimlendirilen alan, Burhaniye Belediyesi mülkiyetinde yer alan ve kazı çalışmaları için Burhaniye Belediye Meclisi kararıyla tahsisi sağlanan 243 Ada 6-7-8 nolu parsellerde yer almaktadır. Kaymakamlık Konutu’nun karşısında konumlanan, plaj üzerindeki terasta çay bahçeleri arasında modern yapılaşmadan soyutlanmış durumda bir gezinti parkuru niteliğindeki bu alan, 11 metre maksimum yükseltidedir. Söz konusu alan, limana hakim konumu, Roma Dönemi mimari elemanlarının devşirme kullanımlarının saptandığı bölgede yer alması ve Ören Meydan’da Ören’nin sakinleriyle antik kente dair farkındalığı arttıracak noktada bulunması yönüyle tercih edilmiş; kazı çalışmaları A Kuzey ve A Güney olarak isimlendirilen iki açmada gerçekleştirilmiştir.
Kuzey açmada +10 metre kotta, ana aksı güneydoğu – kuzeybatı doğrultulusunda uzanan ve batıda güneydoğuya yönlenen bir kanadı bulunan mekanlar bütünü açığa çıkarılmıştır. Mekan bütününün arz ettiği durum, güneydoğu – kuzeybatı doğrultulu ortak duvarın güneyinde sıralanan beş adet mekan ve yine bu duvarın güneydoğuya yönelen kanadının batısında kaldığı anlaşılan bir mekandan şekillenen temel mimarisidir. Hemen aynı kotta kuzey açmanın kuzeyinde beliren ve yaklaşık 8×4 metrelik bir alanı dört yönde çevreleyen bir mekan mimarisi daha belirginleşmiştir. Tüm bu mimari, devşirme kullanımın sıklıkla saptandığı bir kuru duvar örgüsü sunan, duvar kalınlığında belirli bir standart göstermeksizin çift sıra örgüsünün harçsız kullanıldığı tarzdadır. Temel vaziyetindeki duvarlar düşeyde kimi yerde çift, kimi yerde ikiden fazla, kimi yerde tek sıra arz etmekte, kesişen bölümlerdeki duvar işçiliğiyle de en az iki evrenin varlığını göstermektedir. Kompleksin işlevi, birçoğu taş desteklerle yapılandırılan yataklarının izlerinden tespit edilen ve bir kısmı da kendi içine çökmüş vaziyette, mekan köşelerinde tespit edilen kaba nitelikli depolama kaplarının kalıntılarından yorumlanabilmektedir. Deniz vasıtasıyla yapılan ticari faaliyetler için de uygun konumuyla kompleksin depolama amaçlı kullanım görmüş olduğu düşünülmektedir. Tüm açmada mekanlarla ilişkili temel kotları seviyesinden elde edilen keramik malzeme ile, kompleksin kabaca MS 11-14. yüzyıllar arasında çok evreli vaziyette kullanım gördüğünü söylemek mümkündür.
A Bölgesi kuzey açmaya paralel olarak devam ettirilen güney açmada ise yüzey tabakasının hemen altında açmanın merkezinde iki, kuzeyinde bir ve güneyinde bir olmak üzere toplam dört adet pithos saptanmıştır. Ağız kısımları hariç in-situ vaziyette tüm gövdeleriyle ele geçen bu depolama kapları, açma tesviyesiyle birlikte boşaltılıp, yerli yerinde korumaya alınmıştır. Açma genelinde tesviye çalışmaları vasıtasıyla beliren mimari ile ilişkisi göz önüne alındığında, bu büyük ebatlı depolama kaplarının mekanın ana kullanım evresinden sonra yerleştirildikleri anlaşılmaktadır. Güney açmanın batısında, yüzey toprağının hemen altında beliren kireç tabanlı ve mekan duvarlarında harç kullanımının saptandığı yapı, güneybatıdaki eşiği ile tüm A Bölgesi’nin devşirme kullanımlı kuru duvar örgülü mimarisinden ayrı bir yapısal durum sunmaktadır.
A Bölgesi’nde, seramik buluntularıyla Bizans Dönemi’nde kullanım gördüğü anlaşılan bu çok evreli depolama mekanları ve düzenlemeler, açma profillerinden de açıkça izlenebildiği üzere önceki tabakalarda bir tahrip yaratmış durumdadır. Bunun yanı sıra günümüze yakın dönemlerdeki tesviye çalışmalarının bu bölgede kültür tabakalarında bıraktığı tahrip izleri, açıkça kuzey ve güney açma ve kesitlerinde izlenebilmektedir. Açmalar genelinde farklı kotlarda açık izlerine rastlanılan tahrip tabakaları ve açılan çukurlar koyu tonda, buna karşın dokunulmamış kültür tabakaları kırmızı tonda toprak dolgusu ile birbirlerinden kolayca ayırt edilmektedir. Nitekim kuzey açmanın doğusunda +8.64 metre seviyede, toprak renginde bölgesel değişimle birlikte parçalar halinde ele geçen bir büyük kap içerisinde korunduğu anlaşılan toplu buluntu grubu, tahribe uğramayan tabakaların somut kalıntılarını bize sunmaktadır. Bu toplu grup, tüme yakın korunmuşluğu ile dikkat çekici nitelikte kantharos, amphoriskos ve küçük hydria formlarıyla M.Ö. 4. ve 3. yüzyılın ince işçiliğini yansıtır niteliktedir. A Bölgesi’nde saptanan ve keramik malzemeyle gözlemlenen Geç Klasik – Hellenistik Dönem kültür katlarının altında, kuzey açmada steril tabakaya ulaşılmıştır. Güney açmada ise tahribe uğramayan alanlarda yer yer arkaik ve az sayıda gri hamurlu Demir Çağı malzemesi ele geçmiş durumdadır.
A Bölgesi, bugün bir yerli turizm destinasyonu durumundaki Ören içerisindeki merkezi noktada konumlanmakta olup güneyinde yer alan “taş bahçe” ile birlikte, araştırma ekibi tarafından hazırlanan “Yaşayan Antik Şehir Adramytteion / Ören Kültür Mirasının Kurtarılması ve Toplumsal Farkındalığın Arttırılması – ArkeoPark İçerik ve Sunum Bağlamının Tasarımı” projesi kapsamında The U.S Ambassadors Fund For Culturel Preservation (AFCP) Awards Grants for the Preservation of Cultural Sites fonu desteğinde, hem Ören sakinlerinin antik kent üzerinde yaşama farkındalığını arttırmak hem de bölge kültür turizmi için Ören’in öncülüğüne katkı sağlamak amacıyla yeni bir peyzaj düzenlemesi hedeflenmektedir.