İnsan iskelet kalıntılarının incelenmesiyle toplumların sosyo-kültürel tarihleri, genetik ilişkileri ve insan-çevre ilişkileri yeniden ayağa kaldırılabilmektedir. Arkeolojik veriler Adramytteion insanlarının yaşam biçimi ve kökenlerine ilişkin bilgiler sağlasa da, toplumun nüfus yapısı beslenme biçimi ve sağlık profilleri antropolojik çalışmalarla mümkün olabilmektedir. Adramytteion antik kenti tarihte birçok kültüre/uygarlığa ev sahibi yapmış önemli bir yerleşimdir. Kentte farklı alanlarda kazı çalışmaları eş zamanlı olarak yürütülmekle birlikte insan iskelet kalıntıları sadece C bölgesi olarak adlandırılan alanda çıkarılmıştır. Bu alanda gün ışığına çıkarılan mezarlar Erken ve Orta Bizans Dönemi’ne tarihlendirilmiştir.
C Bölgesi’nde şimdiye dek yapılan kazı çalışmalarında toplam 84 mezara ulaşılmıştır. Mezar tipolojileri farklılık göstermekle birlikte kiremit çatılı, tuğla, kompozit ve taş sanduka mezar tipleri dikkat çekmektedir. Ele geçen iskeletlerin büyük çoğunluğu çoklu gömü uygulaması benimsenerek gömülmüş şekilde ele geçerken, yaklaşık olarak %30’luk kısmında tekli gömü uygulanmıştır. Tekli gömü uygulaması kiremit çatılı mezar formunda daha yüksek oranda gözlenirken çoklu gömü geleneği özellikle taş sanduka mezarlarda karşımıza çıkmaktadır. Hatta bazı mezarlarda birey sayısının 20’lere ulaştığı belirlenmiştir. Çoklu gömmenin uygulandığı mezarlarda son birey gömülmeden önce var olan kemikler süpürülerek mezarın bir köşesine toplanmış ve gömülecek kişiye yer açılmıştır. Mezarların yüzeye yakın olmaları, erozyondan ve tahribattan daha fazla etkilenmelerine sebep olmuş ve dolayısı ile iskelet kalıntıları dağınık, parçalı ve eksik olarak ele geçmiştir.
2018 yılına kadar yapılan kazılarda açığa çıkarılan, kentin Geç Antik Çağ ve Bizans Dönemi demografisini yansıtan 109 birey bulunmaktadır. Antropolojik çalışmalarda cinsiyet ve ölüm yaşı gibi temel demografik verilere ulaşılması iskeletin bütünlüğünün korunmuş olması ile doğru orantılıdır. Adramytteion’da vücut bütünlüğü korunan bireyler üzerinde yapılan cinsiyet dağılımı toplumda kadın erkek sayısının eşit dağılım gösterdiğini ortaya koymaktadır. İlk belirlemelere göre Adramytteion topluluğunda kemikler üzerinde iz bırakan hastalıklar arasında metabolik, enfeksiyonel ve eklem hastalıkları yer almaktadır. Hastalıkların oluşmasında beslenme bozukluğu da göz önünde bulundurulmalıdır. Kentin özellikle MS.11 yüzyılda Çaka Bey’in kuşatmasına maruz kaldığı ve Latinlerin Konstantinapolis’i istilasından sonra Bizans İmparatorluğu ve Latinler arasındaki en büyük savaşın 1205 yılında Adramytteion’da başladığı bilinmesine rağmen ele geçen iskelet kalıntıları üzerinde savaş ve şiddete dayalı yaralanma ve travma izlerine düşük oranlarda rastlanılmıştır. Yapılan ilk gözlemler özellikle Orta Bizans Dönemi’nde, kentin içerisinde bulunduğu çevresel ve siyasi krizlerin insan yaşamı ve sağlığını olumsuz yönde etkilediğini düşündürmektedir.